Türkiye’de Yazılım Test Dünyasında İlham Veren Kadınlar

Türkiye’de Yazılım Test Dünyasında İlham Veren Kadınlar

Geçmişten günümüze her sektörde olduğu gibi IT sektöründe ve yazılım test alanında kadının varlığı, var olabilme çabası ve varlığını sürdürme mücadelesi hep olmuştur. Doğasında var olan mücadeleci ruhla birçok zorluğun üstesinden gelen kadın, kariyer basamaklarını da aynı özgüven, cesaret ve sabırla tırmanmış, elini attığı her işin altına o görünmez imzayı atmayı başarmıştır. Bu cesur kadınlarla tanışmak, hele birlikte çalışma fırsatı yakalamak büyük bir şanstır. Ve şükürler olsun ki bu harika kadınlarla tanışma fırsatını ben de yakaladım. Bu yazımda sizlere bu muhteşem kadınların başarı hikayelerinden ve bir kadın olarak test dünyasında yaşadıkları zorluklardan bahsetmek istedim.

Sizleri ilk olarak İçişleri Bakanlığı’nda birlikte çalıştığım kendisinden test ve test süreçleri adına ne varsa öğrendiğim, işine gösterdiği titizlikle her zaman örnek aldığım güçlü kadın Havva Yıldırım ile tanıştırmak istiyorum. Havva, kariyerini yazılım testi üzerine şekillendiren, birçok farklı proje deneyimine sahip, analiz süreçlerinde de etkin rol almış, kariyerine Havelsan’da Kıdemli Yazılım Test Uzmanı olarak devam eden hayatımdaki mükemmel kadınlardan birisidir.

Havva, 16 yıldır yazılım test dünyasında aktif olarak çalışmaktadır. Bu 16 yıl içerisinde her geçen gün çalıştığı kuruma bir şeyler katarken kendini geliştirmeyi de asla ihmal etmeyen biridir. Pandemi öncesinde kendisini meetuplarda, test konferanslarında görmeniz mümkündür. Havva, 2005 yılında Yardım Destek Personeli olarak çalışmaya başladığında yazılım test alanında çok fazla test mühendisi olmadığını belirtiyor. Kendisi için bu durumu büyük bir şans olarak tanımlayan Havva, yurt dışında yazılım test uzmanlığı alanıyla ilgili araştırmalar yapmaya ve test dokümanları hazırlamaya başlıyor. Procedür caseler, bug reportingler derken testi, test dünyasını çok seven Havva kariyerine test uzmanı olarak devam etmeye karar veriyor. İyi ki de böyle güzel bir karar veriyor ve 2013 yılında bu muhteşem kadınla İçişleri Bakanlığında karşılaşıp ondan birçok şey öğrenmemi sağlıyor.

İlham aldığım insanların takip ettiği kişileri, blogları, varsa dahil oldukları grupları elimden geldiğince bende takip etmeye çalışmışımdır. Çünkü bu güzel insanların ilham kaynakları gerçekten bizlere de yol gösterecek değerli kişiler, kaynaklar oluyor her zaman. Bu tezimde yanılmadığımı Havva bir kez daha gösterdi bana. Havva kariyer hayatındaki iyikiler arasında İnnova şirketinde Software Test Manager olan Erdem Yıldırım ve Havelsan’da Test Engineeering Group Manager olarak görev yapan Kadir Herkiloğlu ve yine Havelsan’dan Adem Çağlar, Aselsan’da ise Test Sistemleri ve Süreç Tasarım Müdürü Bektaş Aralıoğlu’ndan bahsetti. Hepsini fırsat buldukça yazılarıyla, sunumlarıyla takip ettiğini söyledi. Gerçekten de hepsi yazılım test dünyasında adından söz ettiren güçlü insanlar.

Test kariyerinizde seni en çok zorlayan olay/durum ne oldu diye sorduğumda Havva da bir çoğumuz gibi hızla değişen teknoloji trendlerini yakalamakta güçlük çektiğinden bahsediyor. Gerçekten test dünyasında da artık toolları takip etmek, gerek otomasyon test süreçleri gerek manuel Testing, AI Testing’deki gelişmeleri izlemek bile insanın başını döndürür hale geldi. Havva’nın diğer bir bahsettiği zorluk ise yazılımcı arkadaşlarla olan bakış açımızdaki farklılık. Bu durum gerçekten bizleri çok yıpratan bir süreç oluyor. Hani birçok karikatüre, capse konu olan “bug-feature” olayı vardır ya, bazen gün içerisinde defalarca yaşıyoruz bu durumu. Durumun bug olduğunu kabul ettirmenin bazen çok zaman aldığını, ilgili durumun gerçekten bir bug olduğunu kabul ettirmek için farklı mantıklar geliştirdiğini belirtiyor.

Kariyerin boyunca cam tavan sendromuyla karşı karşıya kaldın mı ya da çevrende bir arkadaşın bu durumla karşılaştı mı, Karşılaştıysa nasıl bir tepki verdin” soruma karşı aldığım yanıt beni hem mutlu etti hem de umutlandırdı. Havva bu tarz bir durumla karşılaşmadığını belirtirken, artık kadınların sesinin daha güçlü çıktığını, hakkını arayan, soran, sorgulayan bireyler olduğunu gözlemlediğini vurguladı. Özellikle hem genelde hem de test dünyasında kadınların ne kadar çalışkan olduklarını görmenin onu çok mutlu ettiğini söyledi. Havva çok yakın tarihte yazılım firmalarında kadın müdürler, yazılım departmanlarında kadın yöneticileri çok daha sık göreceğimizi söyledi. Ona ne şüphe 🙂

Kariyerinde Imposter Sendromu yaşadın mı? Bu durumu yaşadıysan, yaşamana en büyük etken nedir?” soruma ise böyle durum yaşamadığını belirtti. Ne mutlu sana Havva <3

Türkiye yazılım test sektöründe kadın yazılım test uzmanlarının yoğunluğu ve aktifliği konusunda neler düşüyorsun” diye sorduğumda kadınların yazılım test dünyasında aktifliğini, gelişimlerini ve gösterdikleri başarıları büyük bir hayranlıkla takip ettiğini belirtti. Sektörde kadın yoğunluğunu görmekten çok keyif alan Havva test dünyasında kadının sesinin daha güçlü çıktığını, gerek analiz gerek test yetenekleri ile bu işi mükemmel yaptıklarını dile getirdi.


Sizlere bahsetmek istediğim sıradaki mükemmel kadın benim ISTQB sertifikasyon sınavlarına hazırlanırken tanıdığım, sınava hazırlık dokümanlarında ismini her gördüğümde “Bu kadınla mutlaka tanışmalıyım dediğim”, kafamı karıştıran konularda kapısını tıklattığım, Test İstanbul Konferansı’nda tanışma fırsatı bulduğumda ise o güçlü kariyerin yanında hanımefendiliği ve mütevazılığı ile beni kendine bir kez daha hayran bırakan canım hocam Fatma Molu.

Kendisi 2009-2019 yılları arasında test ekipleri içerisinde farklı unvanlarda çalışmış ve yine test ekiplerini de yönetme fırsatı bulmuş, test süreçlerinin yönetimi konusunda da yeterli deneyime sahiptir. Test süreçleriyle geçen bu on yıllık serüvende domain olarak bankacılık sektörünü merkeze alarak çalışmalarını gerçekleştirmiştir. Ayrıca Fatma Molu çalıştığı kurumlarda testin konumu ve çalışan kariyer haritasındaki yeri hatta akademik dünyasındaki karşılığı üzerine yaptığı çok değerli çalışmalarda olmuştur. 2019 yılından itibaren ise kariyerini uygulama geliştirme ve proje ekip yönetimlerine yönlendiren Fatma Hanım “test ekiplerinin paydaşı olduğu bu faaliyetler de farklı bir açıyla test dünyasını görmemi sağlıyor” sözleriyle şu anki durumunu ve testin gönlündeki yerini ifade etti.

Fatma Molu, üniversiteden sonra 3 yıl boyunca yazılım geliştirici olarak görev yapmış, sonrasında gittiği bir iş görüşmesinde kendisine yeni kurulmakta olan test ve kalite güvence ekibinde bir pozisyon teklif edilmiş. Kurulacak olan bu ekibin mevcut yazılım ve analiz ekipleri ile koordinasyonu ve ekipler arası görev dağılımı, test kalite güvence departmanının bankacılık sektöründeki vizyonunu anlattıklarında kendisinin çok dikkatini çektiğini ve onu heyecanlandırdığını ifade ediyor. İş görüşmesi sonrasında test dünyası ile ilgili detaylı araştırmalar yaptığında bu alanın mesleki ve kişisel gelişim anlamında kendisine çok fayda sağlayacağını gördüğünü söylüyor. Hem yazılımla iç içe çalışıp var olan teknik birikimini kullanacak, aynı zamanda iş analisti ve iş birimleri ile çalışarak iş bilgisi anlamında da kendini geliştirecekti. Fatma hanım bizlere bunlardan bahsederken aslında bir test uzmanının ne kadar kilit bir noktada olduğunu, hem teknik anlamda hem de kişisel gelişim anlamında olmazsa olmaz özelliklere sahip olması gerektiğini vurguluyor. Test alanının farklılıklarının farkında olarak bu dünyaya giriş yapan Fatma Molu amacım her zaman fark oluşturmaktır diyor ve gönlümü bir kez daha fethediyor… <3

Kendisi kariyerinin farklı noktalarında tanıma fırsatı olduğu, takip ve tavsiye ettiği kaynakları şöyle sıralıyor; “…Dorothy Graham, James Marcus Bach, Michael Bolton, Ben Simo, Andy Glover, Alan Richardson, Rex Black, Richard Bradshaw, Daniel Knott. Ülkemizden ise uluslararası test platformlarına Türkiye’nin ismini taşıyan Barış Sarıalioğlu, Koray Yitmen ve Emrah Yayıcı’dan özellikle bahsetmek isterim.”

Fatma Molu sorularımı cevaplarken bir test uzmanı olarak benzer problemleri yaşadığımız için anlaşılmanın ve yalnız olmamanın verdiği ufak bir rahatlık olsa da test dünyasına olan sığ düşünceler beni tedirgin etmiyor değil. Kendisi bir çoğumuzun karşılaştığı bir problemi dile getiriyor, bir test uzmanı eğitimi, yetkinlikleri ile çalıştığı kurumda fark edilmeye başlandığı andan itibaren neden kariyerini test uzmanı olarak şekillendirdiği, farklı departmanlarda farklı pozisyonlarda olabileceği gibi sözleri kurum içerisinde hem farklı departmanlardan hem de kendi yöneticilerinden duymak bir çoğumuzu olduğu gibi Fatma Molu’yu da zorlayan durumlar arasına girmiş. Bu tür durumları kendisi de yaşadığı için ekibindeki test mühendisleri de bu durumlarla karşılaştıklarında, hem onların motivasyonlarını sürekli yüksek tutmaya çalıştığını, hem de kişisel kariyer planlarını test otomasyonu, performans testi, kullanıcı deneyimi testleri vb. alanlarda destekleyecek şekilde ekip içi yönlendirmelerle onları sürekli desteklediğini belirtti.

Fatma Hanım, test kariyerini ekibi için belirlediği hedefe ulaşmadan bırakmayı asla düşünmemiş. Her ne kadar test ekibi yönetiminde devam etmenin kariyer odaklı düşünüldüğünde riskler içeren bir karar olduğunu söylese de “… bugün geriye dönüp baktığımda iyi ki diyebiliyorum” sözleriyle mutluluğunu, başarısının keyfini bizlerle paylaşırken alınacak risklerin getirilerinin doğru hesaplanabilmesi, ve kariyer yolculuğumuz boyunca sürekli yolun neresindeyim, gerçekten her şey yolunda mı, kariyer yaşantım beni tatmin ediyor mu diye bir analiz yapılıp yolu, süreci şekillendirmenin ne kadar doğru olduğunu kendi yaşantısında görüyoruz.

Fatma Hanım’a “Kariyerinizde cam tavan sendromuyla karşı karşıya kaldınız mı ya da çevrenizdeki bir arkadaşınız bu durumla karşılaştı mı? Eğer siz ya arkadaşınız karşılaştı ise nasıl tepki verdiniz / nasıl destek oldunuz?”  soruma aldığım yanıt iyi ki bu mükemmel kadını tanımışım dedirtti tekrar bana. Yetenek, bilgi, tecrübe güzel yüreklerde daha bir anlam kazanıyor. Fatma hanım da cam tavan sendromunu çeşitli nedenlerden dolayı hayatının bazı dönemlerinde herkesin yaşayabileceğini fakat özellikle daha çok kadın ve azınlıklar üzerinde yoğunlaştığını kendi araştırmalarında da gördüğünü söyledi ve farklı sektörlerdeki kadın arkadaşlarında da bu sendromu yaşadıklarını belirtti. Kadınların kurum içerisinde üst pozisyonlara yükselmelerini engelleyen bir sanal engel ve her ne kadar kişinin kendine koyduğu psikolojik bir durum olarak görünse de kadının dünyasında bunların oluşmasına birçok neden olduğunu kendisi de vurguluyor. Örneğin kurum kültüründeki kadının aile içindeki ve çocuk bakımındaki rollerinin iş hayatını olumsuz etkileyeceği önyargısı, kadının erkeklere kıyasla daha az teşvik edilmesi ve IT sektörü dahil birçok sektör yönetiminde mevcut kadın ve erkek oranındaki eşitsizlik. Fatma Hanım cam tavanla karşı karşıya kalmış arkadaşları için “içinde bulundukları durumun farkına varıp kendi gerçeklerini kabullenmelerini sağlamaya çalışarak” destek olduğunu paylaşmıştır. Kendilerine geçmiş başarılarını ve gelecek hayallerini hatırlatarak onları adeta kendilerine getiriyor. Fatma Hanımın sayesinde, canım “farkındalık” güzel “farkındalık” bir kez daha karşımıza çıkıyor. Ve kendi başarı sırlarından birisini daha paylaşıyor bizlerle; kadınlar yetkinlik seviyeleri altındaki pozisyonlarda çalışmak yerine daha çok talepkâr olmalı ve hem teknik hem kişisel anlamda kendilerini geliştirerek mutlaka aksiyona geçmeliler diye söylüyor. Bahanelere ve yapay engellere takılmamak adına kendisini de sürekli telkin ettiğini vurguluyor.

Kariyerinizde Imposter sendromu yaşadınız mı? Bu durumu yaşadıysanız, yaşamanızdaki en büyük etken nedir/ hangi olay olmuştur? Yaşadıysanız bu durumu nasıl aştınız? Soruma ise Fatma Hanım’ın verdiği cevap kişisel farkındalığın önemini bizlere gösterirken, aynı zamanda insanın kendi potansiyelini bilmesi ve bunu herkesten önce kendine hatırlatması gerektiğini görüyoruz. Fatma Hanım, Imposter sendromunun genellikle mükemmeliyetçi, kaygılı ve her zaman daha iyisi için mücadele eden başarılı insanlarda görüldüğünü, kendisinin de bu profile yakın bir kişilik olduğunu belirtiyor. Fakat kariyerindeki başarıyı şansa ya da dış faktörlere bağladığı bir durum olmadığını da ekliyor. Bu durumun Fatma Hanım’ın yüksek farkındalık seviyesi ile de bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kendisi kariyeri için vermiş olduğu emeğin farkında olması nedeniyle bu durumdan kendini uzak tutmayı başarıyor.


Ve son olarak sizlere her zaman büyük bir keyifle test alanındaki paylaşımlarını takip ettiğim, teknik donanımını ve yetkinliğini paylaşmaktan hiçbir zaman çekinmeyen, gerek teknik birikimi gerekse bakış açısı ile her zaman yol gösteren, desteğini sürekli hissettiğim ve karizmasına her zaman hayran kaldığım sevgili Gaye Sağlam ile sizleri tanıştırmak istiyorum.

Gaye Hanım, test dünyasına 2013 yılında Siemens Ar-Ge biriminde test mühendisi olarak başlamış, daha sonra kariyerine yine Siemens’te test takım lideri olarak devam etmiştir. Halen aynı kurumda bir projede takım lideri ve proje yöneticisi olarak çalışmakta olan Gaye Hanım, test dünyasını seçerken gösterdiği farkındalık ve içinde bulunduğu sürece hakimiyeti ile test süreçlerini uçtan uca gözlemleyip bu alanda kariyerini şekillendirmeye karar vermesiyle hepimizin takdirini topluyor. Siemens’ten önceki kariyerinde Tübitak Gebze Marmara Araştırma Merkezi’nde, Siemens ürünlerini kullanarak otomasyon yazılımları geliştirdiğini belirtiyor. Kendisi saha projelerinde yer alırken edindiği tecrübelerin başında, son kullanıcıların process otomasyon sistemlerinde karşılaştığı zorluklar ve otomasyon ürünlerinden beklentileri olmuştur. Bu nedenle Siemens’de test mühendisliği pozisyonlarını araştırmaya başlamıştır. Test mühendisliği pozisyonlarını, iş tanımlarını araştırdığında tasarlayacağı testlere son kullanıcı bakış açısını dahil etmesi için harika bir fırsat yakalamıştır.

Gaye Hanım’a test dünyasında ilham aldığı kişileri sorduğumuzda birçoğumuza desteğiyle, kitaplarıyla ve eğitimleriyle dokunmuş olan Barış Sarıalioğlu’nun ismini veriyor. Ayrıca Melih Sakarya’nın da yapmış olduğu çalışmaları yakından izlediğini söylüyor.

Gaye Hanım, Türkiye’de test mühendisliği alanına olan bakış açısının gelişmesi gereken alanlarının olduğunu, test mühendisliğine ve ilgili ekiplere verilen önemin en az yazılım ekiplerine verildiği kadar olması gerektiğini söylüyor. Gerçekten de bu konu ne kadar gelişim göstermiş olsa da bazen o sığ düşünceden kopulamıyor ve bu da test dünyasının önünde büyük bir engel olarak kalıyor. Büyük kurumsal firmalar gibi diğer kurumlarda da test mühendisliği alanının desteklenmesini, işe alımlarda “Software Developer in Test (SDET)” pozisyonları açılarak yazılım geliştirme, test, süreç yönetimi, ürün ve çözüm güvenliği gibi alanlarda çalışan tüm ekiplere eşit derecede önem verilmesi gerektiğini vurguluyor. Özetle test mühendisliğine verilen önemin işe alım sürecinden başladığını ve yaşanılan zorlukların buradan itibaren baş gösterdiğini söylüyor bizlere.

Kariyerinizde cam tavan sendromuyla karşı karşıya kaldınız mı ya da çevrenizdeki bir arkadaşınız bu durumla karşılaştı mı? Eğer siz ya arkadaşınız karşılaştı ise nasıl tepki verdiniz / nasıl destek oldunuz?  Soruma verdiği yanıt beni çok mutlu ediyor, kendisi ya da çevresinde herhangi bir arkadaşının böyle bir sendrom yaşamadığını söylerken karşılaşıldığı takdirde de durumu kesinlikle ifade etmek gerektiğini ve çözüme yönelik tüm aksiyonların alınması gerektiğini vurguladı. Kendisinin çözüm odaklı bir yapıya sahip olması burada da kendini gösteriyor ve ayrıca görsel medya aracılığıyla toplumsal farkındalık oluşturmanın da kritik olduğunu düşündüğünü belirtiyor.

Kariyerinizde Imposter sendromu yaşadınız mı? Bu durumu yaşadıysanız, yaşamanızdaki en büyük etken nedir/ hangi olay olmuştur? Yaşadıysanız bu durumu nasıl aştınız? Sorumu ise şöyle yanıtlıyor: Kendisinin de mevcut başarılarını görmekte zorlandığı bir döneminin olduğunu ve bu noktada bilinçli davranarak bu durumu araştırdığında karşısına mükemmeliyetçilik düşüncesi altında kendine gerçekçi olmayan hedefler belirlediğini ifade ediyor. Yapılması gerekenin, adım adım ilerleyerek elde edilen başarı ve kazanımlardan keyif almak olduğunu ve sonraki hedefleri daha gerçekçi bir şekilde planladığımızda bu tarz bir sorunla karşılaşmayacağımızı söylüyor. Bizlere altın değerinde bir tavsiyede bulunuyor. Bu tarz bir durum hissettiğimizde gelecek kaygımızı bir kenara koyarak anda kalmalı, anın tadını çıkarmalı ve bu enerji ve bilinçle geleceği planlamamız gerektiğini tavsiye ediyor bizlere.

Gaye Hanım’a Türkiye’de yazılım test sektöründe kadın yazılım test uzmanlarının yoğunluğu ve aktifliği konusunda düşüncelerini sorduğumda ise şu yanıtı alıyorum. Kadın mühendis istihdamının artırılması konusunun önemli bir konu olduğunu fakat bununla birlikte yetiştirilen bu test uzmanlarının yüksek nitelikte olmasının da önemli olduğunu vurguluyor. Türkiye’de test mühendisliği alanına planlama ve yatırım yapan firmaların sayısının artıyor olmasını dilediğini söyleyen Gaye Hanım, ayrıca kadın yazılım test uzmanlarının birer rol model oluşturarak, eğitim ve konferans gibi çeşitli platformlarda sıklıkla yer alarak sektöre yön vermesinin de faydalı olacağını söyledi.


Bu yazımda sizleri, meslek hayatımda iyiki tanıdım iyi ki varlar dediğim muhteşem kadınlardan bazıları ile tanıştırmak istedim. Her seferinde gerek teknik anlamda gerekse dostluklarıyla sorularımı yanıtladıkları için onlara sonsuz teşekkür ediyorum. Ve onları rol model alarak bir şeyler başarmanın mutluluğunu yaşıyorum.

yazı

Ben Göknur BATI. Farklı projelerde test uzmanı, test analist ve test otomasyon uzmanı pozisyonlarında çalışıyorum. Şu anda bir finans projesinde test otomasyon uzmanı olarak çalışmaya devam ediyorum. Teste aşkla bağlı olduğumdan her konuyu testle birleştirip, harmanlayıp, araştırmak incelemek en büyük zevkim. Psikolojiye karşı özel bir ilgim var. Fırsat buldukça tiyatro ve müzik yapmayı çok seviyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir