Nedir Bu Mansplaning?

Nedir Bu Mansplaning?

Selam Sisterslab blog okurları. Bugünkü yazımızda sık sık duyduğumuz ya da adını sık sık duymasak da günlük hayatta çok kez karşımıza çıkan bir kavramı inceleyeceğiz: Mansplaning!
Nedir bu mansplaning? Bunu daha önce duymuş olabilirsiniz, bir kadın olarak yaşamamış olma ihtimaliniz de epeyce az. Mansplaning’in anlamı aslında adında gizli. İngilizce “man” (erkek) ve “explaning” (açıklama) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor yani kabaca Türkçeye çevirecek olursak açıklayan erkek anlamına geliyor. Oxford Languages sözlüğündeki anlamına baktığımızda ise karşımıza şöyle bir tanım çıkıyor: genellikle bir erkeğin (genellikle) bir kadına bir şeyi küçümseyen veya patronluk taslayan bir tavırla açıklaması.
Üstelik çoğunlukla bu üstten bakıcı küçümseyici tavırlarla yapılan açıklamalara ve öğretilere karşı tarafın hiç de ihtiyacı olmuyor. Yani bu açıklamalara çoğu zaman ihtiyaç duymadığımız zamanlarda rahatsız edici tavırlar ile geliyor.
Günlük hayatta en net tabiri ile bir tür kadını susturma eylemi olarak yapılan mansplaning , erkeğin her halükarda kadından daha çok bilgisi olduğu fikrine dayanmaktadır. Mansplaning’i sadece bir iletişim problemi olarak tanımlamak yetersiz kalır. Çocukluktan başlayıp yetişkinliğe kadar giden süreçte kadınların erkeklerin deneyim, bilgi, eğitim ve diğer pek çok alanda altında kaldığı düşüncesinin gün yüzüne vurmasıdır.
Mansplaning kavramının ortaya çıkışı yazar Rebecca Solnit’in bir blog yazısına denk gelir. Başından geçen bir olayı “Man explain things to me” (erkeklerin bana açıkladığı şeyler) adlı blog yazısında anlattıktan sonra lügata giriyor mansplianing kelimesi.
Solnit arkadaşı Sallie ile birlikte gittiği bir ev partisinden bahsediyor yazısında. Ev sahibi arkadaşını ve kendini kenara çekip Solnit’in birkaç kitap yazdığını duyduğunu söylüyor (o sırada Solnit 7 kitabı olan bilindik bir yazar) ve karşısında küçük bir çocuk varmışçasına ve önemsiz bir şey soruyormuşçasına kitaplarının ne hakkında olduğunu soruyor yaşlı erkek ev sahibi. Solnit çeşitli konularda yazan bir yazardır ve bu soru karşısında son kitabından bahsetmeye karar verir. Zamanın ve mekanın yok oluşunu ve günlük hayatın endüstrileşmesini anlattığı kitabı River of Shadows: Eadweard Muybridge and the Technological Wild West adlı kitabını anlatmaya başlar fakat ev sahibi adam Muybridge kelimesini duyar duymaz son zamanlarda çıkan ve çok önemli olan bir kitabı Solnit’e ve arkadaşına anlatmaya başlar. Sallie bu çok önemli kitabın yazarının Solnit olduğunu birkaç kere ev sahibine söylese de adam onu duymaz bile. En sonunda Sallie kendini duyurmayı başarıp yaşlı adam çok önemli kitabın yazarının karşısında duran kadın olduğunu anladığında Solnit, arkadaşı ve biz okurlar öğreniyoruz ki yaşlı ev sahibi kitabın kendisini bile okumamış. Uzun uzun anlattığı bilgileri New York Times dergisindeki bir yazıdan okumuş. Şu işin garipliğine bakın ki ev sahibi erkek okuduğu kısa bir yazı üzerinden kitabın yazarı olan kadına kitabı uzun uzun anlatmış ve o çok önemli kitabın yazarının karşısında duran Rebacca Solnit olabileceğine ihtimal vermemiş.
İşte mansplaning kelimesi insanın yüzünde acı bir tebessüm bırakan ve tüm kadınların rahatlıkla empati kurabileceği bu yazı üzerinden var oluyor. Bu yazısında Rebecca Solnit kadınların kendi düşüncelerini savunamamalarını ve sessizliğe itilmelerinin altında yatan kültürel, sosyal ve davranışsal nedenleri inceliyor. Biz de yaşadığımız toplumda her konuda düşündüğünü (doğru veya yanlış olsa da) büyük bir özgüvenle dile getiren erkek ve kendini ifade etmek konusunda daha tedirgin olan kadının sessiz çatışmasını hissediyoruz ve deneyimliyoruz. Mansplaning örneklerine rastlamayacağımız bir ortam hemen hemen yok kadar az. Akademide, iş hayatında ve hatta aile ve sosyal hayatta kadınların kendini ispatlaması ve sesini duyurabilmesi için erkeklerden daha fazla çabalaması gerekiyor.
Mansplaning en net hali ile açıklamak gerekirse bir susturma, geri plana atma pratiğidir. Kadınların kendilerinden, yetkinliklerinden şüphe ederek ve ettirilerek yetiştirilip geri planda olmak zorunda hissettikleri; erkeklerinse yüksek özgüvenli, bilgiç ve her şeyde hak sahibi olabildikleri bir toplum düzeninde mansplaning’in bir sonuç olduğunu söylemek mümkündür. Kadınlar susturuldukça daha savunmasız ve şiddete açık hale gelirler. Kadına yönelik şiddet kadının söz hakkının reddi ile başlar (Solnit, 2017).
Cinsiyetçi bir bastırma biçimi olan masplaningi hayatımızın en masum ve hatta yardımsever gibi görünen olaylarında bile yaşıyor olabiliriz. Yazımı çok sık rastladığım ve masumane görünen bir masplaning örneği ile kapatmak istiyorum. Bir kadın olarak en çok dışlandığım, yetersiz ve acemi görüldüğüm toplumsal olaylardan birisi trafikte araç kullanmak ve park etmek! Ne zaman bir yere park etmeye çalışsam bir süper kahraman (!) erkek gelip ben hiç istemesem de gelip bana yardım etmeye çalışıyor. Evet bazı durumlarda yardıma ihtiyacım da olabilir ama buradaki mesele bir erkeğin sadece kadın şoför olduğum için park edemeyeceğimi düşünüp bana bütün iyi niyetiyle nasıl park edeceğimi açıklamaya çalışması.
Siz de yaşadığınız, aklınıza gelen mansplaning örneklerini anlatmak ya da soru ve önerileriniz için bana ulaşabilirsiniz. Ne de olsa sesimiz çıktıkça güçlüyüz ?

Kaynakça

Oxford Languages and Google – English

Men Explain Things to Me


Solnit, R. (2017). The Mother of All Questions. Chicago: Haymarket Books.

yazı

Merhabalar, ben Pınar. 1996 yılında Muğla'nın bir köyünde doğdum. şimdilerde uzman gelişim psikoloğuyum. yüksek lisansımı 2022 yılında Kadir Has Üniversitesinde tamamladım. çocuk ve ergenlerde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun daha görünür olması gerektiğini düşünüyorum ve bu konuda yazılar yazmak beni heyecanlandırıyor. bunun yanında örgü örmek ve öğrenmek/öğretmek, yüzmek, fotoğraf çekmek beni çok mutlu ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir