Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin 16 Turuncu Günü

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin 16 Turuncu Günü

25 KASIM 1960
Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör Rafael Trujillo’ya karşı demokrasi ve insan hakları adına mücadele eden ve içlerinden birinin lakabı ‘kelebek’ olduğu için ‘kelebekler’ diye anılan 3 kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal şoförleri ile beraber bir uçurumun kenarında ölü bulundular. Kaza süsü verilen suikastın kısa bir süre önce kendileri için ‘Bu ülkenin 2 sorunu var. Biri kilise, diğerleri de Mirabal kardeşler’ yorumunu yapan Trujillo’nun emriyle yapıldığı ortaya çıktı. Trujillo, Mirabal kardeşleri daha önce defalarca hedef gösterdi, hapse attırdı ve işkence ettirdi.

Mirabal kardeşlerin bulunduğu aracı durduran diktatör yandaşları önce onlara tecavüz ettiler, ağır işkenceler yaptılar, sonra araçlarını uçurumdan yuvarlayarak olaya kaza süsü vermeye çalıştılar. Bu büyük ‘sorundan’ kurtulduğunu düşünen Trujillo için işler hiç de umduğu gibi olmadı. Bu olayın kaza değil de vahşi bir katliam olduğu ortaya çıkınca büyük bir ayaklanma oldu ve Dominik Cumhuriyeti’nde rejime karşı ağır protestolar başladı. Verdikleri mücadelede ölüme ne kadar yakın olduklarını bildiklerini her fırsatta vurgulayan; adalet, demokrasi ve insan hakları için bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini söyleyen Kelebekler, sergiledikleri bu duruş sayesinde Trujillo rejiminin son bulmasını sağladılar. Mirabal kardeşlerin ölümünden 1 sene geçmeden Trujillo da bir suikast sonucu öldürüldü.


1981 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak kabul edildi. 1999 yılında ise Birleşmiş Milletler 25 Kasım’ı ‘Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ olarak kabul etti.

DÜNYAYI TURUNCUYA BOYA!

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN WOMEN), her geçen gün artan ve farklı biçimlerde ortaya çıkan kadına yönelik şiddete karşı farkındalığın ve savunuculuk çalışmalarının artması için herkesi hareket etmeye çağırmaktadır. Bu amaçla her yıl 25 Kasım (Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü) – 10 Aralık (Dünya İnsan Hakları Günü) tarihleri arasında 16 Günlük Aktivizm Kampanyası düzenlemektedir. Ülkemizde de 2012 yılından bu yana yoğun bir takvimle düzenlenen kampanyalar, etkinlikler ve aktiviteler ile kadınlara yönelik şiddete karşı savunuculuk yapılmaktadır.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı tüm dünyayı yan yana durmaya çağıran Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği, UNiTE (UNiTE to End Violence Against Women – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Vermek için Birleşin) ismini verdiği kampanyada ‘Dünyayı Turuncuya Boya!’ sloganını kullanarak faaliyetler organize etmektedir. Kampanyanın sembolü olarak kullanılan ve yapılan tüm farkındalık faaliyetlerinde ortak renk olarak belirlenen turuncu rengi daha parlak bir geleceği, canlılığı ve şiddetten uzak kalmayı simgelemektedir. 16 gün süren kampanya boyunca tüm ülkeler sembol binalarını turuncu renkle ışıklandırarak, şirketler logolarını turuncu renk yaparak, spor müsabakaları öncesinde takımlar kadına yönelik şiddete karşı sloganların yer aldığı pankartlarla seremoniye çıkarak bu konuya dikkat çekmeye çalışmaktadır. Sivil toplum kuruluşları da etkinlik takvimlerinde turuncu temasını ve kampanya sloganlarını mutlaka kullanarak herkesi bu dayanışmaya davet etmektedir.

Her sene dünya çapında #orangetheworld, #16days, #saynotoviolenceagainstwomen ve #16daysofactivism etiketleriyle sosyal medyada milyonlarca etkileşim alan ve bu yolla daha fazla kişiye ulaşmayı amaçlayan kampanya, ülkemizde de her sene çeşitli temalarla ön plana çıkarılmaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda #KimseyiGerideBırakma, #BeniDeDuy #NesillerBoyuEşitlik gibi sloganlarla duyurulan etkinliğin bu seneki etiketi #KayıtsızKalmayın olarak belirlendi. Kadınlara yönelik şiddetin sokakta, toplu taşımada, kafede, parkta… kısacası her yerde gerçekleştiği ülkemizde herkesin üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu vurgulayan, şiddet olaylarını görmezden gelmeme adına herkesi sağduyuya davet eden bu etiket, 2021 yılının farkındalık arttırıcı çalışmalarda sıklıkla yer alacak.

Peki bizlere bu kampanyaya katılmak için neler düşüyor? Kampanyada yer almak, kadına yönelik şiddete karşı verilen mücadeleye dikkat çekmek ve bu konuda çevremizi etkilemek için neler yapabiliriz?

Bu konuda gerek bireysel gerekse kurumsal anlamda yapılabilecekler;
 Yaşadığınız şehirlerde bulunan sembol binaların turuncu renkle ışıklandırılması için devlet yetkilileriyle irtibata geçin!
 Yaşadığınız şehirlerde bulunan devlet kurumları, sivil toplum örgütleri ve çeşitli platformlarla kampanya için iletişime geçin!
Kampanyanın yayılabilmesi için iş birliklerine önayak olmaya çalışın. Halihazırda bu kampanyada yer alan ve faaliyet düzenleyen oluşumlarda gönüllü olarak yer alıp alamayacağınızı ve nasıl destek olabileceğinizi mutlaka sorun!
 Görüştüğünüz kurum ve toplulukların planlamaları varsa onlara bu etkinlikleri yayma konusunda destek olmaya çalışın!
 Kampanya sloganlarını ve görsellerini reklam panolarında yayınlatmak üzere belediyelerle irtibata geçin!
 Bulunduğunuz bölgede düzenlenecek olan önemli toplantı, konferans, çalıştay gibi etkinliklerin tarihlerinden haberdar olun. Etkinliği düzenleyen kurumlara etkinlik gündeminde mutlaka 16 günlük aktivizmden bahsetmeleri ve katılımcılar arasında bu kampanyayı yaymak için destek olmaları ricasında bulunun. Bununla birlikte etkinlik alanında turuncu ağırlıklı renklere yer vermelerini de önerebilirsiniz.

Bu öneriler dışında herhangi bir iş birliği yapmadan, sadece kendi sosyal çevrenizi etkilemek ve kampanyadan haberdar etmek/kampanyayı yaymalarını sağlamak adına da yapılabilecek birçok farkındalık etkinliği mevcut. Şüphesiz ki bireysel ve kurumsal olarak çevremizi etkileyebilmek ve insanların bu kampanyadan haberdar olmasını, kampanyaya dahil olmasını sağlamak için yapmamız gereken tek şey iletişim gücümüzü kullanmak ve sosyal medya hesaplarımızda 16 gün boyunca bu farkındalığa yer vermek olacaktır.

Sosyal medyada profil fotoğrafınızı turuncu renklendirebilir veya çerçevelendirebilirsiniz. Bu kampanya için özellikle üretilmiş filtre ve çerçeveleri de kullanabilirsiniz.
 Sosyal medyada profil adınızın hemen yanına #KayıtsızKalmayın, #16days, #orangetheworld etiketlerini ekleyerek 16 gün boyunca paylaşımlarınıza bu sloganların eşlik etmesini sağlayabilirsiniz. Emin olun takipçi listenizde sizin sayenizde bu etkinlikten haberdar olacak (ve çevresini haberdar edebilecek) kişiler mutlaka vardır.
Çalıştığınız kurumda, kurumsal imzanızda ad ve soyadınızı turuncu renge boyayabilir, maillerinizde kampanya etiketlerine yer verebilirsiniz.
Anlık mesajlaşma uygulamalarınızda (WhatsApp, Telegram vb.) turuncu renkli emojilere normalde olduğundan çok daha sık yer verebilirsiniz.
Instagram’da kampanyaya özel 16 günlük hikâye akışı planlayabilirsiniz. Örneğin takipçilerinizle her gün turuncu bir detayı barındıran fotoğrafları, dünyada şimdiye kadar #orangetheworld kapsamında turuncu renkle ışıklandırılmış binaları, hikayesi ile kadınlara güçlü olma mesajını veren bilim, sanat, edebiyat, spor ve iş dünyasında ön plana çıkmış kadınların tanıtımını içeren fotoğrafları ve yazıları, #orangetheworld kapsamında yapılmış toplu etkinlikleri, flashmob organizasyonlarını ve görselliği ön plana çıkaran aktiviteleri paylaşabilirsiniz. 16 gün boyunca düzenli olarak yapacağınız bu paylaşımlar hem çevrenizde bu sürece dair bilgisi olmayanlarda merak uyandıracaktır hem de kampanyadan haberdar olan ve bir şekilde destek olmak isteyen kişiler için otomatik olarak içerik üretmiş olacaksınız. Tabii bu paylaşımlar için zamanınız veya fikriniz olmayabilir ancak belirtmekte fayda var ki 16 günlük aktivizm kampanyası boyunca hikayelerinizde geçen tüm yazıları turuncu renkli yazmanız bile dikkat çekmeye yetecektir!
Hikayenizde her gün bu kampanyaya dikkat çektiğiniz paylaşımları ‘öne çıkanlar’ kısmına ekleyerek paylaşımlarınızın yıl içinde de derli toplu durmasını ve profilinize uğrayanların dikkatini çekmesini sağlayabilirsiniz. Bir profilde öne çıkanlar ilk bakılan yerlerden olduğu için, bu farkındalık faaliyetinize 16 günlük aktivizm kampanyası süresi dışında da yıl boyunca dikkat çekebilirsiniz. Gelecek sene de aynı içerikleri kullanabilirsiniz.


 Her gün turuncu bir aksesuar (fular, bant, küpe, toka, bileklik, kolye vb.) kullanabilir ve neden bu temayı seçtiğinizi çevrenize seve seve anlatabilir ve onları da bu farkındalık faaliyetini uygulama konusunda cesaretlendirebilirsiniz. Hatta ofisteki, okuldaki arkadaş grubunuzla anlaşıp herkesin turuncu renkli giyindiği bir gün belirleyebilir ve çevrenizin ‘Neden turuncu?’ diye sormasını sağlayabilirsiniz. Hazır mevsim müsaitken turuncu bir şemsiye edinerek dışarda herkesin dikkatini çekebilirsiniz.
 
Son olarak da başta Birleşmiş Milletler birimleri, SistersLab ve toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu sivil toplum kuruluşları olmak üzere bu kampanyaya dahil olan ve kadına yönelik şiddete karşı hep beraber hareket edilmesinin önemini vurgulamaya çalışan tüm kurum ve kuruluşların sosyal medya hesaplarını takip edebilir ve paylaşımlarını takipçilerinize iletebilirsiniz.

Akıllı telefon, çeşitli kayıt cihazları vb. dijital iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle ve sosyal medya kullanımının daha etkin hale gelmesiyle dünyanın her yerinde yaşanan kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet olaylarının bire bir tanığı olabiliyoruz. Herhangi bir şiddet olayını görmezden gelmenin, yok saymanın ‘teknik olarak’ imkânsız hale geldiği günümüzde bilinçlendirmenin, farkındalık sağlamanın, dayanışmanın, bir arada olmanın ve dirençli olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak hepimizin görevi! Mümkün olduğunca çok kişiyi haberdar ederek, bilgilendirerek ve dahil ederek 50 yıl önce kanat çırpan kelebeklerin 50 yıl sonra bir kasırga yaratmasına doğrudan katkıda bulunabiliriz.

Herkese olabildiğince aktif bir #16Gün diliyor, paylaşımlarımız için SistersLab’i takipte kalmanızı tavsiye ediyorum. Sevgiler!

yazı

Merhabalar ben Murat Ertanıroğlu. Ankara Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. 6 yıla yakındır sivil toplum alanında çalışıyorum. Sivil toplum dayanışması dışında futbol, The Beatles, kutu oyunları, bilgisayar oyunları, SistersLab ve Tarsuslu olmak en sevdiğim şeylerdir. Kapasite Geliştirme'ye özel ilgi duyuyorum. Öğrenmenin en çok sormak ve paylaşmak ile mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden meraklı ve paylaşımcı insanları çok seviyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir